2021-2022 Dünya Çocuk Hakları Günü Pano Resimleri İndir -Dünya Çocuk Hakları Günü Belirli Gün ve Haftalar ,2021-2022Dünya Çocuk Hakları Günü Belirli Gün ve Haftalar dosyasını indir 2021-2022 Eğitim - Öğretim Yılı, Sinifogretmeniyiz.biz
Covid19 Salgını İle İlgili Hak İhlalleri TİHV Raporunda! Sivil Sayfalar. 14 Mart 2022. Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) '11 Mart 2020 ile 28 Şubat 2022 Tarihleri Arasında Covid-19 Salgını İle İlişkili Hak İhlalleri Raporu', pandemi sürecinde Türkiye'de 94.445 kişi yaşamını yitirdiğini ve toplam vaka
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü Afişleri. 20 Kasım 2015. 306. Twitter. İlgili Haberler Yazarın Diğer İçerikleri. / Afiş. Haklarınız Var!
Oyuncu Tuba Büyüküstün kızları Maya ve Toprak'la 'Dünya Çocuk Hakları Günü'nde sosyal medyadan paylaşımda bulundu.'Her Çocuk İçin Her Hak' etiketiyle bir video yayınlayan
bakan selÇuk, dÜnya Çocuk İŞÇİlİĞİ İle mÜcadele gÜnÜ panelİ'ne katildi 2 16.06.2021 397 Ayrıntılara ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayınız.
cash. kiminin savaş, kiminin açlık nedeniyle hayatını kaybettiği milyonlarca çocuğun günü... "taraf devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler. taraf devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler..." böyle diyor, 54 maddelik uluslararası çocuk hakları sözleşmesi... aralarında türkiye'nin bulunduğu 191 ülke bu sözleşmeye imza koydu. ancak şimdi yine 'büyükler'in eliyle başlatılan savaşlarda, büyüklerin tetiğe dokunan parmakları, milyonlarca çocuğu hedef alıyor... dile kolay 7-14 yaşları arasında tam 300 bin çocuk aktif olarak savaşa ve silahlı çatışmalara katılıyor. son 10 yılda savaşlarda ölen çocuk sayısı yaklaşık 2 milyon 350 800 milyon çocuk yeterli ve sağlıklı beslenemiyor, 400 milyon çocuk temiz su bile içemiyor. her yıl önlenebilir veya tedavi edilebilir hastalıklardan ölen çocuk sayısı 4 milyon. gelişmekte olan ülkelerde 5 yaşın altındaki 200 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor. dünya çocukları bu günü, işte bu utanç tablosunun gölgesinde kutluyor. bir yanda savaş ve açlık diğer yanda gözyaşı...çocuk hakları sözleşmesi, çocuğu, anne ve babanın malı değil, hakları olan birey olarak kabul ediyor ve çocuklarla ilgili kararlarda çocukların görüşünün alınmasını istiyor. ancak oy hakkı bulunmayan çocuklar, kendileri ile ilgili türkiye'nin de 14 eylül 1990 yılında imzaladığı sözleşme, iç hukuk kurallarının üstünde bağlayıcı yasal metin, ancak pek çok ülkede iç hukukla sözleşmenin uygunluğu tam olarak sağlanamıyor. her yıl 20 kasım'da kutlanır."20 kasım çocuk hakları günüaşağıda imzası bulunan örgütler olarak 20 kasım 2006 çocuk hakları günü'nde yapacğıımız basın acıklamasına katılmanızı için birlikte sesimizi yukselteceğimiz bugünde, sesimizi daha fazla kişiye duyurmamıza vereceğiniz katkı icin şimdiden teşekkürler...yer yüksel caddesi insan hakları anıtı önüsaat 20 kasım 2006ankara barosu çocuk hakları kurulu, çocuk istismarı ve ihmalini önleme dernegi, çoluk çocuk dergisi, dostlar dayanışma derneği genel merkez ve ankara şubesi, fişek enstitüsü çalışan çocuklar bilim ve eylem merkezi vakfı, gündem çocuk çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştırma, uygulama ve uygulamaları izleme derneği, kök yayıncılık, özgürlüğünden yoksun gençlerle dayanışma derneği, sosyal hizmet öğrenci derneği girişimi, sosyal hizmet uzmanları derneği, sağlık hakkı hareketi, türkiye çocuklara yeniden özgürlük vakfı genel merkez ve ankara şubesi, uluslararası af örgütü-türkiye şubesi, uluslararası çocuk merkezi, yüksek öğrenimde rehberliği tanıtma ve destekleme vakfı" savaşlara canlı kalkan edilen, yetersiz sağlık hizmeti olmadığı için salgın hastalıkların pençesinden kurtulamayan, tarlalarda ve atölyelerde yaşaması dahi zor koşullarda, sömürü ve tacizle karşı karşıya kalarak hayatını sürdüren milyonlarca çocuk için; dünyanın her yerindeki çocuklar için dünya çocuk hakları günü..ne ifade edecekse ezenlere, çocuk ekmeğe haklıyken, abd'li çocuk ps3 kuyruklarında sabahlıyor.. bugün 300 milyondan fazla çocuk, işçi olarak çalıştırılmakta. sadece türkiye’de 900 bini aşkın çocuk sanayi sektöründe çalışmakta. binlerce çocuk savaşlarda katledilmekte. 300 binden fazla çocuk ise başta afrika kıtası olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde çocuk asker olarak savaş cephelerinde hayatını kaybetmekte. bir o kadar çocuk ise köle tacirleri tarafından işçilik yapması ya da fuhuş için alınıp satılmakta. türkiye’nin de dahil olduğu yüzlerce ülkede çocuk pornografisi ve çocuk tacizleri oranında ciddi artışlar yaşanmakta..kime kutlu olsun sadece oyuncak sanayiinin önde gelenlerine mi? bugun olup turkiye'de siklenmeyen gunlerden. zorunlu olmadigindandir muhtemelen. bugün dünya çocuk hakları günü. bu ülkede çocuk olmak van'da depremden sağ çıkıp, kış vakti kurulan yazlık çadırda yanarak ölmek, cumhurbaşkanından ayakkabı istemek, 13 yaşında onlarca adamın tecavüzüne uğrayıp üzerine aşağılanmak, bin liraya dul kalmış yaşlı başlı adamlara satılmak; çocuk gelin olmak... üçüncü dünya ülkesinde çocuk olmak; zor işin be yavrum. bkz yargıya asılmış çocuk "türkiye’de kanunen yasak olmasına rağmen 2013 yılı itibariyle 1 milyon çocuk işçi bulunuyor. bunların en az 400 bini ağır tarım işçiliği yapıyor."bkz 20 kasım'da her yerde çocuk oluyoruzbkz bu is cocuk oyuncagi degil sadece gazete de iki satir yer bulabilmis , trajik olanlar , istismara ugrayanlar, tas atmaga mecbur edilenler , acliktan olenler ,calmaga mecbur edilenler . 20 kasım...tecavüz, dayak, çocuk gelinler, berkin elvan, tinercilik, 4+4+4, yarış atları, eğitim sistemi... kutlu olsun! ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Kasım 1989 yılında, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi hazırlayarak üye ülkelerin onayına sunmuştur. Bu sözleşme, 193 ülke tarafından onaylanmasıyla, taraf olan ülke sayısının en yüksek olduğu sözleşme özelliğini halen korumaktadır. Türkiye sözleşmeyi, 1990 yılında imzalamış ancak 1995 yılında bazı çekincelerle sözleşmeyi yürürlüğe koymuştur. Sözleşme Ayrım gözetmeme Madde 2, Çocuğun yüksek yararı Madde 3, Yaşama ve gelişme hakkı Madde 6, Katılım hakkı Madde 12 olmak üzere 4 temel hak üzerine inşa edilmiştir. Öte yandan Türkiye Çocuk Hakları içerikli 39 adet uluslararası sözleşme ve protokole imza atarak taraf olma iradesini ortaya koymuştur. Çocuk Haklarına dair Sözleşme öncelikle taraf devletlere, ailelere, topluluklara, gençlere, öğretmenlere, sağlık çalışanlarına, güvenlik görevlilerine çocuklarla ilgili asgari sorumluluklar veren, davranış biçimleri öngörür. Sözleşme, devletlere, çocukların ülkelerinin toplumsal ve siyasal yaşamında etkin ve yaratıcı bir yer alabilmelerine elverişli koşulları hazırlamaları çağrısında bulunmaktadır. Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin Taraf Devletler tarafından uygulanmasının izlenmesi ve ülkelerin adeta konu ile ilgili “karnelerinin” oluşturulması için Sözleşme’nin 43. Maddesi uyarınca Cenevre’de bir Çocuk Hakları Komitesi kurulmuştur. Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların “Yüksek Yararının” gözetilerek uygulanması görevini devlete verirken sivil toplumun ve hükümet dışı kuruluşlara da uygulama ve alınan tedbirlerin çocukların yaşamında yol açtığı değişimleri izleme görevi vermektedir. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin imzalanmasından sonra Ülkemizde çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda etkili ve bütünlüklü bir yasal mevzuat oluşturulamamıştır. Çocuk Haklarının korunması ve geliştirilmesinin önündeki engel ve sorunlar önemli oranda tespit edilmekle birlikte çözümler genellikle palyatif, aktüel ve sadece resmi birimlere intikal etmiş olaylarda yapılacak iş ve işlemlerle sınırlı kalmıştır. Çocuklarla ilgili riskleri önceden tespit edecek ve riskleri önleyecek mekanizmalar ve politikalar henüz oluşturulamamıştır. Ulusal düzeyde Anayasa dahil on civarındaki yasal mevzuatta çocuklar hakkında düzenlemeler dağınık bir şekilde yer almakta olup; çocuklarla ilgili iş ve işlemlerde neyin esas alınacağı çoğu zaman bilinememekte ve verilen kararların önemli kısmında çocuklar yeniden hak ihlaline uğramaktadır. Çocuk Haklarını düzenleyen bütünlüklü bir “Çocuk Hakları Temel Yasası” çıkarılarak mevzuat karmaşası en kısa sürede giderilmelidir. 2017 yılı TÜİK verilerine göre nüfusun %28,7 si yani 22 milyon 891’i çocuklardan oluşmaktadır. Yaklaşık 2milyon Mülteci Suriyeli vb. çocukla birlikte 25 milyona yakın çocuk nüfusun Yüksek Yararı ve İyi olma Halinin sözleşmenin 28. yılında halen sağlanamadığı aşağıdaki verilerden anlaşılmaktadır. Çocuklarla ilgili adli istatistikler alarm verici durumdadır. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 2016 yılı faaliyet raporuna göre Türkiye’de 7 adet “Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu” Ankara, Diyarbakır, Hatay, İstanbul, İzmir Kayseri, Tarsus Ayrıca 3 adet Çocuk Eğitim Evi bulunmaktadır. Toplam 2170 kapasiteli bu hapishanelerin dışında çok sayıdaki cezaevinde çocuk koğuşlarının olduğu anlaşılmaktadır. Adalet Bakanlığı’nın, tutuklu ve hükümlü istatistiklerindeki bilgilere göre 1003 ü hükümlü 1825’i tutuklu olmak üzere 2828 çocuğun cezaevlerinde olduğu görülmektedir. Çocuklarla ilgili davalarda kolayca tutuklama kararlarının verilmeye devam ettiği gözlenmektedir. Tutuklu çocukların büyük çoğunluğu büyüklerin bulunduğu Cezaevlerindeki çocuk Koğuşlarında tutulmakta olup, bunların kapatılması gerekmektedir. Çocukların tutuklu yargılanması en son başvurulacak bir yol olması gerekirken, Türkiye’de maalesef sıklıkla çocuk tutukluluğa başvurulmaktadır. Çocuklar Kreş ve Anaokulu yerine cezaevinde büyüyorlar. Aynı faaliyet raporundaki bilgilere göre 0-6 yaş aralığındaki 529 çocuk anneleriyle birlikte cezaevlerinde kalmaktadır. Bu çocukların 273’ü erkek 256’sı kız çocuğudur. Bu çocukların 482 si 0-3 yaş aralığındaki çocuklardan oluşmaktadır. Çocukların anneleriyle birlikte cezaevinde kalmaları başlı başına önemli bir sorun iken; çocuklar için zorunlu olan temel ihtiyaç maddelerini gıda, oyuncak, giysi vb cezaevlerinde temin etmek çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Anneleriyle birlikte cezaevinde kalmak zorunda olan çocuklardan sadece94’ünün kreş, anaokulu ve rehberlik hizmetlerinden yararlandığı görülmektedir. 16’sı kurum dışındaki 75’ i de kurum içindeki Adli sicil ve istatistik kurumunun çocuklarla 2016 yılı ilgili verilerine göre; TÜİK verilerine göre 2016 yılında Polis Karakolu veya Jandarma Karakolu gibi Kolluk güçlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 2016 yılında, 2015 yılına göre yüzde 10 artış gösterdi. Karakolluk olan 333 bin 435 bin çocuğun yüzde 54,8’inin 15-17 yaş grubunda, yüzde 23,2’sinin 12-14 yaş grubunda, yüzde 21,9’unun ise 11 yaş ve altındaki çocuklar olduğu görüldü. Kolluk güçlerine 2016 yılında gelen veya getirilen çocukların yüzde 65,4’ü erkek, yüzde 34,6’sı ise kız çocuğu oldu. Çocukların %45,7 si mağdur olduğu için kolluk birimlerine geldi. -Çocuklarla ilgili 114 bin 752 ceza dava açılmıştır. -Ceza Mahkemelerine 12-14 ve 15-17 yaş gruplarında 246 bin çocuk getirilmiştir. Bu davalardan 87 bin çocuk hakkında mahkumiyete hükmedilmiş 27 bin çocuk için hapis cezası verilmiştir. Diğer mahkumiyetler başka cezai yaptırımlara çevrilmiştir. -Davaların 65 bini karara bağlanmış; 49 bini bir sonraki yıla devretmiştir. -Çocuk ağır ceza mahkemelerinde 8 bin 924 dava açılmış ve bunların 4 bin 961’i karara bağlanmış 3 bin 963 ü bir sonraki yıla devretmiştir. Çocuklarla ilgili davalar ortalama 250 gün sürmektedir. Yıl içerisinde gelen davalarda “suça sürüklenen çocuk” sayısı 135 bin 517 olarak raporlanmıştır. Çocuklar adli süreçlerde genellikle büyüklerin tabi olduğu prosedürlerden geçmektedir. Çocuk ceza adalet sistemi uluslararası sözleşme ve tavsiyelere uygun olarak yeniden düzenlenmelidir. Çocuk Emeğinin Sömürüsü Devam Ediyor! ILO’ya göre “Çocuk İşçiliği,” çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar verici işlerde istihdam edilmesi olarak ifade edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK tarafından yapılan 2012 yılı Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre Türkiye’de ekonomik faaliyette çalışan 6-17 yaş grubundaki çocukların istihdam oranı %5,9 olmakla birlikte, toplamda 890 bin çocuk işçi bulunmaktadır. 2012 yılından sonra çocuk iş gücü anketi yayınlanmadığından konu ile ilgili güncel verilerin ne olduğu bilinmemekle birlikte ev işlerinde ve en kötü çalışma biçimi olarak ifade edilen tarımsal işlerde çok sayıda çocuk çalışmaktadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, çalışan çocuklar çoğu zaman okula devam edememekte hem çalışıp hem okula giden çocuklar ise okulda yeteri kadar başarı gösteremeyerek zorunlu eğitimlerini yarıda bırakmaktadır. 2012 yılı TÜİK Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre, çalışan çocukların %49,8’i bir okula devam ederken, % 50,2’si okula devam etmemektedir. Ayrıca, 6-17 yaş grubundaki ekonomik işlerde faaliyet gösteren çocukların %41,4’ü “hane halkı gelirine katkıda bulunmak”, %28,7’si “hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak” amacıyla çalışmakta olduğunu ifade etmiştir. Kayıt dışı istihdam ile yeterli düzeyde mücadele edilememesi ve caydırıcı yaptırımların olamaması çocuk işgücüne yönelik talebi arttırmakta ve en az maliyetle en yüksek karı elde etme anlayışı denetimsizlik ile birleşince çocuk emeğinin sömürüsü kurala dönüşmektedir. UNİCEF Türkiye Temsilcisi Philippe DUAMELLE 2017 yılı Temmuz ayında yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de halen 850 bin çocuk işçi bulunmakta ve bunlardan 400 bin çocuk “En Kötü Biçimlerde Çocuk İşçiliği “olarak tanımlanan tarım sektöründe çalışıyor. DİSK/Genel-İş Sendikasının “Emek Araştırmaları/Türkiye’de Çocuk İşçi Olmak” 2017 yılı raporuna göre Türkiye’de 2 milyon çocuk işçi bulunuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü 2017-2023 yılları arasında sürecek olan “Çocuk İşçiliği İle Mücadele Ulusal Eylem Planı”hazırlaması Çocuk İşçiliğinin önlenmesi konusunda önemli bir adım olmakla birlikte 2005 yılından 2015 yılına kadar konu ile ilgili yürütülen çalışmalardan çocuklar lehine ne tür iyileştirmelerin elde edildiğine dair herhangi bir veriye yer verilmemiştir. Ayrıca Çocuk işçiliğinin en temel nedenlerinden birisi olan çocuk yoksulluğu ve hane halkı yoksulluğu ile gelir ve vergi adaletsizliğinin giderilmesine dair alınacak somut hiçbir tedbire yer verilmemiştir. Bakanlığın kendi bütçesi dahil kamu kurumlarının hiç birisinin bütçesinde çocukların yararı için harcanacak bütçe miktarları açıkça ortaya konulmamıştır. Çok sayıda kamu kurumu ile programın yürütüleceği belirtilmekle birlikte Çocuk Hakları Alanında çalışan STK’larla sadece istişare toplantıları öngörülmüştür. Çok sayıda kamu kurumunu ortak harekete mecbur kılacak olan “Çocuk Hakları Temel Yasası” bir ihtiyaç olarak değerlendirilmemiştir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İSİG Meclisinin verilerine göre 2017’nin ilk 7 ayında en az 28 çocuk işçi yaşamını yitirdi. 19 Ekim 2017 3 çocuk ve 9 Kasım 2017 tarihinde 1çocuk olmak üzere 4 çocuk Şanlıurfa’da tarlalarda pamuk öbeklerinin içerisinde hayatını kaybetti. Silahlı Çatışma Ortam En Çok Çocukları Etkiledi! TİHV’in 17 Ağustos 2017 tarihli 2 yılda ilan edilen sokağa çıkma yasakları başlıklı raporunda 11 il ve en az 45 ilçede en az 252 kez süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilanları yapıldığı ve uygulandığı belirtilmiştir. Bu rapora göre en az 1 milyon 809 bin kişi bu yasaklardan etkilenmiştir. Bu yasaklar halen birçok köyde uygulanmaya devam etmektedir. Bu yasaklar süresi içinde kent içerisindeki ağır silahlı çatışma hali ve devamındaki bina yıkımları sonucu on binlerce konut ve yine on binlerce işyeri ile çok sayıda kamu binaları zarar gördüğünden yaklaşık 500 bin insanın yaşayacak evi kalmamıştır. Doğal olarak on binlerce çocuk evsiz ve okulsuz kalmıştır. Çatışma ortamında etkilenen çocukların yaşadığı travmaların giderilmesi konusunda ne tür Psiko-Sosyal çalışmanın yapıldığı ve kaç çocuğun yararlandığı bilinmemektedir. Eğitim -SEN tarafından yapılan açıklamaya göre sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı yerlerde “yaklaşık 300 bin çocuk eğitime erişemedi.”2016-2017 eğitim yılında da büyük oranda bu sorunun devam ettiği bilgisi açıklamada yer almıştır. günü Şırnak’ta bir ilkokulun panosuna sınıf öğretmeni tarafından Kürtçe konuşulmaması gerektiği yazıldı. 2012 yılından beri seçmeli ders olarak okutulan Kürtçe bu kez onu öğretmesi gereken eğitimci tarafından yasak listesine alındı. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubemizin yayımlamış olduğu 2017 yılı ilk 9 aylık hak ihlali raporundaki verilere göre mayın ve sahipsiz bombaların patlaması sonucu 6 Çocuk hayatını kaybetmiş 14 çocuk yaralanmıştır. Güvenlik birimlerinin silah kullanma yetkisini aşması sonucu 6 çocuk hayatını kaybetmiş 3 çocuk yaralanmıştır. 2017 yılı içerisinde 8 çocuk askeri ve polis araçların çarpması sonucu hayatını kaybetti. Ülkemizde ve bölgemizde artan şiddet ortamı çocukların yaşamlarını ve gelişimlerini kısa ve uzun vadeli olarak etkilemektedir. Bu şiddet ortamına maruz kalan ya da bu ortama tanıklık eden çocukların bilişsel, fiziksel, psikolojik gelişimleri etkilenebilmektedir. Savaş mağduru çocuklar, başta yaşam hakkı olmak üzere eğitim hakkı, sağlık hakkı ve gelişim hakkından yoksun kalmaktadır. Savaşların en yıkıcı etkisi ölüm olmakla birlikte, savaş ve çatışma ortamında büyüyen çocuklar ömür boyu sosyal ve psikolojik zorluklar yaşayabilmektedir. Savaşın Mağduru Suriyeli Çocuklar! Yapılan tespit ve analizlere göre 2. Dünya savaşından sonra Suriye’deki çatışmalar nedeniyle en büyük İnsani Kriz yaşanmaktadır. Suriye’deki savaş 2011’den bu yana devam ediyor. Çocuklar kriz karşısında en ağır bedeli ödeyen ve en ağır yükü taşıyan kesim olmaya devam ediyor eğitimleri, duygusal sağlıkları, hatta yaşamları bile risk altında. UNİCEF Türkiye Ofisinin Ocak 2017 tarihinde yayımlamış olduğu bilgi notuna göre – Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı bunların 1 milyon 28 bini çocuklardan oluşmakta. -Okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısı çocuk -Okula devam edemeyen Suriyeli çocuk sayısı yaklaşık çocuk Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan’ın 2017 yılı Ocak ayında hazırladığı “Türkiye’deki Suriyeliler Toplumsal Kabul ve Uyum” raporuna göre ; “Türkiye’de 230 bin Suriyeli bebek doğdu. Okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısı 968 bin olmasına rağmen, bu çocukların 500 bininin okula devam etmediği ortaya çıktı. En az 500 bin Suriyeli, ucuz işçi’ olarak çalıştırılıyor. 3 milyon Suriyeliden sadece 3 bini, resmen’ çalışıyor. Öte yandan Suriyeli çocukların toplumsal yaşam içerisinde şiddete maruz kaldıklarına dair haberler sıkça duyulmaktadır. tarihinde Mersin’de Suriyeli 5 yaşındaki adlı çocuk 25 bıçak darbesi ile öldürüldü. Sanık kendisine küfür edildiği için bu şekilde öldürdüğünü beyan etti. Benzer şekilde; tarihinde İstanbul’da 8 yaşındaki adlı Suriyeli çocuğun cansız bedeni çöp bidonunda bulundu. Metro İstasyonlarında, Lüks AVM lerde ve Lokantalarda artan yemeklerle karınlarını doyurmaya çalışan yüzlerce Suriyeli çocuk benzer şiddet türleriyle karşılaşmaya devam ediyorlar. -11 tarihli Times Gazetesi Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan mülteci genç kız ve çocukların 5-6 bin lira karşılığında ikinci eş olarak satıldığını ileri sürdü. İddialarla ilgili bir soruşturmanın açılıp-açılmadığı bilinmiyor. – tarihinde İstanbul’da yapılan bir operasyon sonucu 36 Suriyeli çocuğun ailelerinden kiralanarak zorla dilendirildiği ortaya çıktı. Çocuklar ifadelerinde açlık, sağlıksız yerlerde barınma yanı sıra şiddete maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir. Yaşamın her alanında çocuklar şiddete ve hak ihlaline uğruyor! Yaygın kullanımda „şiddet‟ teriminden çoğu kez yalnızca „fiziksel‟ zarar ve/veya „kasıtlı‟ olarak verilen zarar anlaşılır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi 2011 yılında yapmış olduğu genel yorumda ise; “Her çeşit bedensel veya zihinsel saldırı, yaralanma veya istismar, ihmal veya İhmalkâr muamele, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muamele” anlamında kullanılmaktadır. Komite Çocuklara Yönelik hiçbir şiddet türünü masum görmemekte ve Çocuklara Yönelik Şiddetin Yasaklanmasında, önlenmesinde ve ortadan kaldırılmasında Ulusal Eylem Planlarının önemine dikkat çekmektedir. Öte yandan bu planların kalkınma politikası, program, bütçe ve eşgüdüm mekanizmalarıyla koordineli olmasının önemine denilmiştir. Türkiye’nin bu yaklaşımdan ne kadar uzak olduğu kamuoyunda büyük tepkiye yol açan “Terbiye amacıyla çocukların hafif şekilde okşanması ve kulağının çekilmesinin hoş görülmesi gerektiği” şeklinde beyanlarda bulunan Samsun Valisi tarafından trajik bir şekilde ortaya konulmuştur. İnsan Hakları Derneği dokümantasyon merkezinin kısıtlı olanaklarla yapmış olduğu raporlamalarda illerin mülki amirlerinin hoş görülmesi gerekir dediği pek çok şiddet türünün başta eğitim kurumları olmak üzere; toplumsal yaşamın her alanında hoş görüldüğü ve yaygın bir şekilde çocukların ihmal, istismar ve şiddete maruz kaldığını ortaya koymaktadır. –Resmi hata ve ihmal sonucu 23 çocuğun hayatını kaybettiği; büyük çoğunluğu taşımalı eğitime devam çocukların karşılaştığı yemekten zehirlenme vakaları ve okul servislerinin karıştığı kazalar nedeniyle 714 çocuk yaralanmıştır. -17 çocuk intihar girişimde bulunmuş bunlardan 12 si hayatını kaybetmiştir. 5 çocuk kuşkulu bir şekilde hayatını kaybetmiştir. -136 çocuğun toplumsal alanda; 24 çocuğun ev içerisinde,7 çocuğunda okulda darp ve cebire maruz kaldığı bilgisi elde edilmiştir. -308 çocuğun toplumsal alanda, evde ve okulda Cinsel İstismara maruz kaldığı basına yansıyan haberlerden elde edilmiştir. – Eğitim-SEN Sendikası tarafından Eğitimde Cinsiyetçilik Raporuna göre 2017 yılının ilk beş ayında 182 çocuk okullarda ve çocukların devam ettiği eğitim ve barınma yerlerinde Cinsel İstismara uğradı. -Eğitim ortamlarında yaşanan şiddete ilişkin 2007 yılında yayınlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu Raporu; Türkiye’de 2006-2007 eğitim ve öğretim yılının son 3 aylık diliminde orta öğretim kurumlarında bulunan öğrencilerin %22’ sinin fiziksel, % 53’ünün sözel, %26’3’nün duygusal ve % 15,8’nin cinsel şiddetle karşı karşıya kaldığını bulgulamıştır. Öğrencilerin %35,5’inin fiziksel, %48,7’sinin sözel, %27,6’sının duygusal ve %11,7’sinin cinsel şiddeti akranlarına uyguladığı komisyon raporunda ifade edilmiştir TBMM Araştırma Komisyonu Raporu, 2007. –Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün verilerine göre 2016 yılında çocuklara yönelik işlenen cinsel suçlar kapsamında 21 bin 189 karar verildi. Karar çıkan davalarda sanıkların yüzde 58,8 mahkûm oldu. – 2017 yılı içerisinde derneğimize yapılan başvuru ve basın taramalarında elde edilen bilgilere göre 100 çocuk toplumsal olaylar sırasında gözaltına alındı. TÜİK’in 2016 yılı verilerine göre 864 çocuk trafik kazalarında hayatını kaybetti. 55 bin 198 çocuk yaralandı. Kazalarda ölen çocukların %44,8’inin 0-9 yaş grubunda. Veriler trafikte çocukların güvenliğini sağlayacak önlemlerin yeterince alınmadığını göstermektedir. 2016 yılı TÜİK verilerine göre çocuk yaşta evlilik sayılarında resmi rakamlara göre kısmen azalma olduğu ifade edilmekle birlikte yılda yapılan yaklaşık 600 bin evliliğin % sı çocuk evliliklerden oluştuğu doğum istatistiklerine göre ise çocuk yaşta doğum yapanların oranlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. -Türkiye’de son 1 yılda 5’i yabancı uyruklu 89 çocuk girdikleri ya da kazayla düştükleri deniz, gölet ve havuzlarda hayatını kaybetti. 2017’nin ilk ayında ise 31 çocuk suda boğuldu. Boğulma vakaları en çok sulama kanalları ve göletlerde yaşandı. Engelli Çocuklar Yaşamın Her Alanında Dışlanıyor! Eğitim Reformu Girişimi raporuna göre, Türkiye’deki engelli çocukların yarısından fazlası, yani yaklaşık 300 bini eğitim alamıyor. TÜİK verilerine göre 6 yaş ve üzeri engellilerin neredeyse yarısı okuryazar bile değil. “Engelli Çocukların Türkiye’de Eğitime Erişimi” raporu, ülkemizde 0-18 yaş arasında en az bir engeli olan yaklaşık 600 bin çocuğun olduğu bilgisini ortaya koyuyor. Milli Eğitim Bakanlığının 2015-2016 eğitim-öğretim yılı istatistiklerine göre ise engelli çocukların yarısından fazlası örgün eğitim hakkına erişemiyor. Toplumsal yaşamın sürdüğü alanlar parklar, açık alanlar, ticari ve sosyal merkezlere, eğitim ve kamu kurumlarına engelli çocuklar çoğunlukla erişememektedir. Sözleşmenin 28. Yılında Türkiye’de “Çocukların Yüksek Yararı” Çocuk Hakları Temel Yasasının bir an evvel çıkarılması ve Çocuklara Yönelik Şiddetin Önlenmesini Öngören Ulusal Eylem Planının ivedilikle hazırlanmasını gerektiriyor. Çocuğun Eğitim Hakkı Yerine Getirilmiyor Türkiye Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğu gibi, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ne de taraftır. Sözleşmenin 13 ve eğitim hakkını içermektedir. Buna göre farklı etnik ve inanç gruplarında bulunan kesimlerin anadilinde eğitim hakkı ile inançlarına uygun dini eğitim alma hakları bulunmaktadır. Ayrıca zorunlu eğitimin parasız olması ve devlet tarafından karşılanmasının zorunluluğu bulunmaktadır. Türkiye’de Kürtçe sadece seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Bu durum Kürt çocukları bakımından anadilinde eğitim-öğretim hakkını karşılamaktan oldukça uzaktır. Türkiye’de özellikle Alevi inancına mensup çocukların zorunlu din dersine tabi tutulması sözleşmeye aykırıdır. AİHM’in Türkiye aleyhine vermiş olduğu çok sayıda karara rağmen zorunlu din dersi uygulaması devam ettirilmektedir. Türkiye’de 2012 yılında uygulamaya konulan 4+4+4 diye tarif edilen ilköğretim modeli zorunlu ve parasız olma kuralının dışına çıkmıştır. Sadece ilk 4 yıl zorunlu tutulmuştur. Bunun dışındaki yıllarda zorunluluk öngörülmemektedir. Siyasal iktidarın sürekli özel eğitim öğretim kurumlarını teşvik edici politikaları sonucunda eğitim özelleştirilmiş ve böylece devlet okullarındaki sık müfredat değişikliği ile eğitimin niteliği düşürülmüş ve özel okullar teşvik edilmiştir. Bu durum ilköğretimin zorunlu ve parasız olma kuralı ile çelişmektedir. Ayrıca devlet okullarındaki bağış türü uygulamalar birçok yerde mahalle baskısı yaratmış ve zorunlu bir hal almıştır. İnsan Hakları Derneği Olarak Çocukların Bugün Karşı karşıya Kaldığı Olumsuz Tablonun Değişebileceğine İnanıyoruz! Nasıl Mı? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 12 Kasım 1984 tarihli 39/41 sayılı kararına konu olan “Halkların Barış Hakkına Dair Bildiri” sinin 1. Maddesi “Gezegenimizde yaşayan halkların kutsal barış hakları bulunduğunu ilan eder. Şeklindedir. Çocuklarımız için mutlu ve huzurlu bir gelecek kurmanın ilk ve önemli adımı şiddetin her türlüsünden arınmış barışçıl bir ortamın yaratılmasıdır. Barışa en çok çocuklar ihtiyaç duymaktadır. Uluslararası standartların eksizsiz olarak iç hukuka yansıtılması için hızla mevzuat çalışması yapılmalı ve “Çocuk Hakları Temel Yasası” çerçevesinde bütünlüklü bir yasa çalışması yapılmalıdır. Çocukların karşılaştığı tüm şiddet türleri ile kısa vadede mücadele etmek ve toplumsal bilinç oluşturmak için “Çocuklara Yönelik Şiddeti Önleme Ulusal eylem Planı” ivedilikle hazırlanmalı ve kamuoyuna açıklanmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde çocuk haklarını koruyup gözetecek “Çocuk Hakları İhtisas Komisyonu” kurulmalıdır. Merkezi ve yerel yönetim bütçelerinde çocuklar için harcanacak kaynakların ayrılması zorunlu olmalı ve kaynakların çocuklar için harcanması kurala bağlanmalıdır. Çocuklarla ilgili verilerin derli toplu olarak tutulacağı Ulusal Veri Tabanı oluşturulmalıdır. Çocuk İşçiliği ile etkin mücadele kararlılığı yasal olarak ortaya konulmalı ve denetimlerle süreç yakından izlenmelidir. Çocuklar için yapımı sürdürülen ceza ve infaz kurumları çocukların psiko-sosyal destek alacağı ve sanatsal-sportif faaliyetler yürüteceği kültür ve spor merkezi olarak inşa edilmelidir. Çocuk cezaevleri ve çocuk koğuşları lağvedilerek çocukların kapatılarak cezalandırılması uygulamasına son verilmelidir. Küçük çocuğu olan kadın tutuklu ve hükümlülerin cezaları ya seçenek yaptırımlara çevrilmeli ya da adli kontrol şartıyla evlerinde cezalarının infaz edilmesi için çalışma başlatılmalıdır. Engelli çocukların ve ailelerinin sosyal yaşama dahil olmasını sağlayacak erişilebilirlik başta olmak üzere; tüm tedbirler ilgili STK’ların öneri ve katkılarıyla alınmalıdır. RTÜK dahil olmak üzere; çocuklarla ilgili her konuda karar mekanizmalarına çocuk katılımı ve çocukların görüş ve önerilerini sunacağı mekanizmalar kurulmalıdır. Çocuk Hakları alanında alınan tedbirlerin uygulanması ve ilerlemenin raporlanması hususunda Çocuk Hakları ve İnsan Hakları örgütleriyle iş birliği içinde çalışma mekanizmaları kurulmalıdır. Çocuğun eğitim ve öğretim hakkı uyarınca ilköğretim zorunlu ve parasız olmalı, farklı etnik grupların çocuklarına anadilinde eğitim öğretim hakkı tanınmalı, farklı inanç gruplarına zorunlu din dersi dayatmasına son verilmelidir. Türkiye’de biran önce çocuk ceza adalet sisteminin iyileştirilmesi ile ilgili uluslararası tavsiyelere uyulmalıdır. İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
Dünya İnsan Hakları Günü hakkında resim , foto, afiş, görseller Dünya İnsan Hakları Günü ile ilgili resim , foto, afiş, görseller, Dünya İnsan Hakları Günü konusunda resim , foto, afiş, görseller, Dünya İnsan Hakları Günü resimlri , fotoğrafları, afişleri, görseller RESİMLERİ BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERLERİNE TIKLAYINIZ . İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi nedir, nasıldır, ne içerir,maddeleri nedir,hakkında ile ilgili madde madde bul, metni, içeriği, tam metni, oku, niçin yazılmışıtr ,kutlamaları, kutlaması, hakkında, ile, ilgili, in, gerekli dökümanlar yazılar, kompozisyon,uzun kısa, anlamlı en güzel, duygusal, anlamlı, bilgi veren, şiir, resim, foto,haftası, günü,hakkında ile ilgili, açıklama, bilgi pano için, için, şiir, hikaye, kutlama programı, kompozisyon, ödev,konuşma metni
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Belirli Gün Ve Haftalar İle İlgili Tüm Belgeler ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ İLE İLGİLİ TÜM BELGELER "Çocuk Hakları Günü 20 Kasım " İle İlgili Yararlı Olabileceğini DüşündüğümüzSizler İçin Özenle Hazırlanmış Yazılar, Şiirler, Bilgiler... Uyarı Bazı yazılar veya şiirler aynı başlık altında fakat içerik olarak farklılık göstermektedir. Bu yüzden bu yazı veya şiirlere 1,2,3,4 gibi numaralar uygun yazı veya şiir hangisiyse ondan yararlanabilirsizin. Çocuk Hakları Günü İle İlgili Açıklama, Genel Bilgi 1 Çocuk Hakları Günü İle İlgili Açıklama, Genel Bilgi 2 Çocuk Hakları Günü İle İlgili Güzel Sözler, Özdeyişler, Vecizeler Çocuk Hakları Günü İle İlgili Kutlama Programı, Program Akışı Çocuk Hakları Günü’nün Tarihi, Ortaya Çıkışı, Tarihçe Çocuk Hakları Sözleşmesi Çocuk Hakları, Çalışan Çocuklar Ve Eğitim Sorunları Çocuk İstismarı, Çeşitleri, Özellikleri Çocuk Nedir, Özellikleri, Güzellikleri Dünya Çocuk Hakları Bildirisi Türk Çocuk Hakları Bildirisi TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi, Görevleri, Sorumlulukları Türkiye’de Çocuğun Eğitime Ve İş Gücüne Katılımı, Karşılaşılan Sorunlar Çocuk Hakları Günü İle İlgili Şiirler Ben De Bir Çocuğum Bir Çocuk Bahçesinde Bir Dünya Bırakın Biz Çocuklara Çocuk 1 Çocuk 2 Çocuk 3 Çocuk 4 Çocukluk Özlemi Dünya Çocukları Geçmiş Zaman Şiirleri İçimdeki Çocuk Kentlerde Yaşayan Çocuklar Da Oynamak İster Dünya Çocuk Hakları Günü İle İlgili Şiirler Dünya Çocuk Günü İle İlgili Açıklama, Genel Bilgi 1 Dünya Çocuk Günü İle İlgili Açıklama, Genel Bilgi 2 Dünya Çocuk Günü İle İlgili Konuşma Metni, Açılış Konuşması Dünya Çocuk Günü İle İlgili Güzel Sözler, Özdeyişler, Vecizeler Dünya Çocuk Günü Anlamı, Önemi Dünya Çocuk Hakları Bildirisi Çocuk Hakları Bildirisinin En Önemli Maddeleri Türk Çocuk Hakları Bildirisi Kaynak Biraz bizden, biraz sizden, biraz kitaplardan, biraz internetten derlenerek hazırlanmıştır... "BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR İLE İLGİLİ TÜM BELGELER "SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN >>>TIKLAYIN>>TIKLAYINYorumu şahane bir site burayı sevdimm ->Yazan Buse. Er 8. **Yorum** ->Yorumu SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM... ->Yazan sıla 7. **Yorum** ->Yorumu valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden mugladan sevgiler.... ->Yazan kara48500.. 6. **Yorum** ->Yorumu çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim. ->Yazan Tuncay. 5. **Yorum** ->Yorumu ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. ->Yazan efe . 4. **Yorum** ->Yorumu ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun ->Yazan rabia.. 3. **Yorum** ->Yorumu Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim ->Yazan pınar.. 2. **Yorum** ->Yorumu çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor ->Yazan ESRA.. 1. **Yorum** ->Yorumu Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. ->Yazan Hasan Öğüt. >>>YORUM YAZ<<<
Madde 1 Bu Sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk 2 1. Taraf Devletler, bu Sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt Taraf Devletler, çocuğun ana-babasının, yasal vasilerinin veya ailesinin öteki üyelerinin durumları, faaliyetleri, açıklanan düşünceleri veya inançları nedeniyle her türlü ayırıma veya cezaya tâbi tutulmasına karşı etkili biçimde korunması için gerekli tüm uygun önlemi 3 1. Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel Taraf Devletler, çocuğun ana-babasının, vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve ödevlerini de göz önünde tutarak, esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari önlemleri Taraf Devletler, çocukların bakımı veya korunmasından sorumlu kurumların, hizmet ve faaliyetlerin özellikle güvenlik, sağlık, personel sayısı ve uygunluğu ve yönetimin yeterliliği açısından, yetkili makamlarca konulan ölçülere uymalarını taahhüt 4 Taraf Devletler, bu Sözleşmede tanınan hakların uygulanması amacıyla gereken her türlü yasal, idari ve diğer önlemleri alırlar. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin olarak, Taraf Devletler eldeki kaynaklarını olabildiğince geniş tutarak, gerekirse uluslararası işbirliği çerçevesinde bu tür önlemler 5 Taraf Devletler, bu Sözleşmenin çocuğa tanıdığı haklar doğrultusunda çocuğun yeteneklerinin geliştirilmesi ile uyumlu olarak, çocuğa yol gösterme ve onu yönlendirme konusunda ana-babanın, yerel gelenekler öngörüyorsa uzak aile veya topluluk üyelerinin, yasal vasilerinin veya çocuktan hukuken sorumlu öteki kişilerin sorumluluklarına, haklarına ve ödevlerine saygı 6 1. Taraf Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı 7 1. Çocuk doğumdan hemen sonra derhal nüfus kütüğüne kaydedilecek ve doğumdan itibaren bir isim hakkına, bir vatandaşlık kazanma hakkına ve mümkün olduğu ölçüde ana-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip Taraf Devletler, özellikle çocuğun tabiiyetsiz kalması söz konusu olduğunda kendi ulusal hukuklarına ve ilgili uluslararası belgeler çerçevesinde üstlendikleri yükümlülüklerine uygun olarak bu hakların işlerlik kazanmasını taahhüt 81. Taraf Devletler, yasanın tanıdığı şekliyle çocuğun kimliğini; tabiiyeti, ismi ve aile bağları dahil, koruma hakkına saygı göstermeyi ve bu konuda yasa dışı müdahalelerde bulunmamayı taahhüt Çocuğun kimliğinin unsurlarının bazılarından veya tümünden yasaya aykırı olarak yoksun bırakılması halinde, Taraf Devletler çocuğun kimliğine süratle yeniden kavuşturulması amacıyla gerekli yardım ve korumada 91. Yetkili makamlar uygulanabilir yasa ve usullere göre ve temyiz yolu açık olarak, ayrılığın çocuğun yüksek yararına olduğu yolunda karar vermedikçe, Taraf Devletler, çocuğun; ana-babasından, onların rızası dışında ayrılmamasını güvence altına alırlar. Ancak, ana-babası tarafından çocuğun kötü muameleye maruz bırakılması ya da ihmâl edilmesi durumlarında ya da ana-babanın birbirinden ayrı yaşaması nedeniyle çocuğun ikametgâhının belirlenmesi amacıyla karara varılması gerektiğinde, bu tür bir ayrılık kararı Bu maddenin birinci fıkrası uyarınca girişilen her işlemde, ilgili bütün taraflara işleme katılma ve görüşlerini bildirme olanağı Taraf Devletler, ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça, ana babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına saygı Böyle bir ayrılık, bir Taraf Devlet tarafından girişilen ve çocuğun kendisinin ana veya babasının veya her ikisinin birden tutuklanmasını, hapsini, sürgün, sınır dışı edilmesini veya ölümünü ki buna devletin gözetimi altında iken nedeni ne olursa olsun meydana gelen ölüm dahildir tevlit eden herhangi benzer bir işlem sonucu olmuşsa, bu Taraf Devlet, istek üzerine ve çocuğun esenliğine zarar vermemek koşulu ile; ana-babaya, çocuğa veya uygun olursa, ailenin bir başka üyesine, söz konusu aile bireyinin ya da bireylerinin bulunduğu yer hakkında gereken bilgiyi ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME verecektir. Taraf Devletler, böyle bir istemin başlı başına sunulmasının ilgili kişi veya kişiler bakımından aleyhe hiç bir sonuç yaratmamasını ayrıca taahhüt 101. uncu Maddenin 1 inci fıkrası uyarınca Taraf Devletlere düşen sorumluluğa uygun olarak, çocuk veya ana-babası tarafından, ailenin birleşmesi amaçlarıyla yapılan bir Taraf Devlet ülkesine girme ya da onu terk etme konusundaki her başvuru, Taraf Devletlerce olumlu, insani ve ivedi bir tutumla ele alınacaktır. Taraf Devletler, bu tür bir başvuru yapılmasının başvuru sahipleri veya aile üyeleri aleyhine sonuçlar yaratmamasını taahhüt ayrı devletlerde oturan bir çocuk olağanüstü durumlar hariç, hem ana hem de babası ile düzenli biçimde kişisel ilişkiler kurma ve doğrudan görüşme hakkına sahiptir. Bu nedenle ve 9 uncu maddenin 1 inci fıkrasına göre Taraf Devletlere düşen sorumluluğa uygun olarak, Taraf Devletler çocuğun ve ana-babasının Taraf Devletlerin ülkeleri dahil herhangi bir ülkeyi terk etmeye ve kendi ülkelerine dönme hakkına saygı gösterirler. Herhangi bir ülkeyi terk etme hakkı, yalnızca yasada öngörüldüğü gibi ve ulusal güvenliği, kamu düzenini, kamu sağlığı ve ahlak veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak amacı ile ve işbu Sözleşme ile tanınan öteki haklarla bağdaştığı ölçüde kısıtlamalara konu olabilir.
dünya çoçuk hakları günü ile ilgili afiş