Ağaçyaş iken eğilir atasözünün anlamı nedir? İnsanın eğitimi küçük yaşlarda mümkündür. Çocuklar küçük yaşta kolayca eğitilirler; çünkü hafızaları ve kavrama yetenekleri henüz yıpranmamıştır. Büyümüş ve dünya meşgaleleri ile belleği yıpranmış, dikkati dağılmış insanın kolay kolay eğitilemeyeceği unutulmamalıdır. Ağaç kökünden yıkılır.
Sağolsunbizim arkadaşımız profesyonel turist rehberi Serdar Çelenk Sisam ile ilgili bilgiler paylaşıyor. Baktım bir günlük veya iki günlük turlara katılmanın bedeli bir kişi için yaklaşık 100 Euro civarında, buna vize ücreti dahil değil. Vize ücretini de dahil ettiğinizde 220 Euro toplamda cebinizden çıkıyor.
Peygamberimizinhırkasıyla ve halifelikle ilgili olarak şu görüşlere yer veriliyor: “Muhammed’in ölümünden Ebu Bekir’in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan Türkiye-Avrupa ilişkilerinin tarihi sürecini anlatan dünkü yazımızı şu
Aslındaverecek pek bir şeyi olamayabilirdi. Armağan’a göre babasının çocuk yetiştirme konusunda tek bildiği dayak atmaktı. Ağaç yaşken eğilir misali, çocuğu bol bol dövmek lazım ki, büyüdüğünde asilik etmesin. Armağan birkaç ay sonra lise sınavlarına girecekti. Kendini biliyordu, en iyisi neyse onu kazanabilirdi.
Ancak "Ağaç yaşken eğilir", "Ne ekersen onu biçersin" gibi atasözlerinde yargı bulunmaz. Atasözleri ile deyimleri birbirinden ayıran en 2012 Antalya Televizyon Ödülleri
cash. ağaç yaşken eğili atasözü ile ilgili kısa bir hikaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster ağaç yaşken eğili atasözü ile ilgili kısa bir hikaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster Ağaç Yaşken Eğilir Atasözü İle İlgili Kısa Bir Hikaye Ayşe ve Hasan çiftinin mutlu bir evlilikleri vardır ve evliliklerinin ikinci yılı dolarken çok mutlu bir haber alırlar . Doktorlar ikiz bebekleri dünyaya geleceği müjdesini verir . Ayşe ve Hasan bebeklerinin dünyaya geleceği günün hayalini kurarak hazırlıklar yaparlar . Ve nihayet aylar ayları kovalar ve ikiz bebekler dünyaya gelir . Çocukların adını Ali ve Mehmet koyarlar . Dörr kişilik bir aile olmuşlardır ve hayatları çok mutludur . Ailecek bir tatile giderken araçları kaza yapar , Ayşe ve Hasan olay yerinde ölür . Çocuklar devlet tarafından koruma altına alınır ve evlatlık verilirler . Ali’yi evlatlık alan aile kültürlü bir ailedir . Mehmet ise eğitimsiz bir ailenin yanına verilmiştir . Yıllar geçmiş ve her iki kardeş de birbirinden habersiz büyümüştür . Ali küçüklükten beri çok iyi yetiştirilmiş , hak ve adaleti en iyi şekilde öğrenmiş ve sonunda da aldığı iyi eğitimin de sonucu olarak hakim olmuştur . Mehmet ise babasının sürekli olarak hırsızlık , yalan gibi kötü yönlendirmeleri sonucunda büyük bir suç örgütünün içerisinde yer almıştır . Yıllar sonra Mehmet işlediği bir suç esnasında yakayı ele vermiş ve hakim karşısına çıkarılmıştır . Hakim olan Ali , Mehmet’i karşısında görür görmez karmaşık duygular hissetmeye başlamıştır . Tarif Edilmesi mümkün olmayan bir duygudur bu . Yıllardır hakim olmasına rağmen hayatında ilk kez bir suçluyu görünce böyle bir duygu yaşamıştır . Ali duruşmayı ileri bir tarihe erteler ve bu arada garip hisler yaşamasına sebep olan Mehmet’in dosyası ile özel olarak ilgilenir . Mehmet’in hayatını derin bir incelemeye alan Ali ulaştığı bilgiler karşısında adeta şok olur . Mehmet onun yıllar önce kaza sonucu yurda alınan ve başka bir aileye verilen kardeşidir . Mahkeme günü gelir . Ali karşısında elleri bağlı bir şekilde duran Mehmet’in gözlerine baktıkça içi kan ağlar . Yüreği parçalanır ve koşup ona sarılmak ister . Ama kader onları çok zor bir anda karşı karşı karşıya getirmiştir . Ali kardeşi savunmasını yaparken sürekli onun gözlerinin içine bakmaktadır . Mehmet’in ne söylediğini hiç duymaz , sürekli düşünür . Kendini düşünür , Mehmet’i düşünür . Kendi duygularını düşünür , onun nasıl böyle bir insan olabildiğini düşünür . Kendi bir karıncayı bile incitmekten korkarken kardeşinin nasıl bir suç makinası haline gelebildiğini düşünür . Mehmet hala konuşmaktadır , Ali yine dalgın dalgın düşünmektedir . Ali bir anda “ Karar “ diye bağırır Sanığın işlediği suçlardan dolayı 5 yıl hapsine karar verilmiştir . Herkes salonu terk etmiştir ve Ali daha fazla kendini tutamaz ve hüngür hüngür ağlamaya başlar . Düşünür , düşünür , düşünür ve şu sonuca varır Ağaç yaşken eğilir . Eğer Mehmet de kendisininki gibi bir aileye verilseydi belki de çok başka birisi olacaktı . Yazan Şuayip Hatip
Bu konuda Ağaç yaşken eğilir ile ilgili hikaye konulu hikaye örneği kısa özeti ve uzun hikaye örneği hakkında bilgileri ele alacağız. Ağaç yaşken eğilir ile ilgili hikaye konulunun kısa özet hikaye örneğiCevap NİYET Anne ve babası köklü varlıklı bir aileden olan ailenin işleri kötüye gidince yoksulluk içine düşmüştür, İyi bir ahlak la yetişen çocuk anne ve babasını kaybedince sokaklara düşmüş, iyi niyeti nin müfakatını görmüş yaşken eğilir ile ilgili hikaye konulunun uzun ayrıntılı hikaye örneğiCevap NİYET Gece hava baya sert geçmiş, çocuk dışarıda geçirdiği gecede havanın çetin şartları karşısında yakında bulunan tarihi cami nin içerisine sığınarak geçirmek zorunda kalmıştı. Sabahın erken saatlerinde camiye gelen müezzin bu çocuğu tinerci sanarak ayağıyla sarsarak uyandırdı. Hadi kalk bu mübarek yeri kirletme dedi. Çocuk sersem bir şekil de uyanarak gözlerini ovuşturdu. Çok üşümüştü babasından kalma palto azda olsa onu sıcak tutmuştu. Bir şey demeden uyandı ve caminin dışına doğru yürüdü. Sabahın erken saatleriydi hayat daha yeni yeni başlıyor gün için herkes uyanıyordu, çok üşüdüğünden ellerini ovuşturarak nefesiyle ısıtmaya çalıştı caminin önündeki bankalara oturdu. Sabah namazına gelen mümin insanlar ona yadırgayarak bakıyor kim bu ola diyor kimi tinercidir diyor kimi hırsızdır yada alkolik deyip uzaktan izliyorlardı. Çocuk bakışlardan rahatsız olarak oturduğu yerden kalkmak zorunda kaldı ve sokağa çıktı. Hem çok üşüyor hem de açtı, nasıl ısınır nasıl karnını doyururdu, İlerde bir fırın vardı belki biraz ısınır bir parça ekmek alabilirdi. Fırın büyük bir fırın Dı bir kaç çalışanı tezgah tarı süslü poğaça, simit, pasta, kurabiye çeşitleri ile bir çok ekmek çeşitleri bulunan güzel bir vitrini olan bir yerdi. İçerde işe gitmek için bekleyen işçiler öğrenciler sıraya girmiş mis gibi poğaça, simit, ekmek alıyorlardı çocuk ta içeriye girdi içerisi sıcacıktı. Çocuğun içi ısınmıştı sıranın en arkasında beklemeye başladı hata içeriye girene sırasını bile veriyordu biraz daha geç çıksa daha fazla ısınırdı tezgahta duran adam gözünün ucuyla çocuğu takip ediyor süzüyordu. Sonunda sıra bitti ve İçerde kendi ile bir kaç müşteri kaldı. Tezgahtar sen ne istiyorsun diye seslendi. Elini cebine soktu diğerine soktu neredeydi cebinde parası yoktu son bir ekmek alacak parası düşmüştü. Tezgahtar paran yoksa ne beklersin hadi çık dışarı kirletme buraları dedi. Çocuğun çok gücüne girmişti bu söz gözleri doldu mecbur çıktı dışarıya gitti ileride caddenin köşesinde banklar bulunuyordu gitti oraya oturdu. Artık güneş yavaş yavaş doğmuş çocuğu ısıtmaya başlamıştı ama karnı hala açtı etrafa bakınıyordu. Bankaların yanında bankaların atmleri bulunuyordu. Parası olan herkes gidip para çekiyor kimse çocuğa bakmıyordu. Acaba dilensem mi diye düşündü. Elini uzatmaya çalıştı gitmiyordu. Ömrü hayatında dilenmemiş ti kimseden bir şey dahi istememişti. Çaresiz oturmaya etrafı izleme koyuldu. Bir yaşlı adam atm ye yanaştı Cebinden cüzdanını çıkartıp kartı taktı elleri titriyordu belli ki gözleri de görmüyordu. Gözlükleri iyice gözüne yerleştirip numaralara bastı. Baya bir para çekti, belli ki emekli maaşını aldı gariban bu pahalılık ta geçinmek zor işti. Adam paralarını tam cüzdana koymuş dönüyordu ki bir genç adamın cüzdanını kaptı adam imdat diye bağırmasıyla hırsız genç in yere paslanması bir oldu, buyur amca cüzdanını dedi çocuk. Bu sabahtan beri gezinen sokak çocuğu diye hor görülen çocuk tu yaşlı adam Allah razı olsun evladım dedi baktı şöyle tipine cüzdanını araladı bir mavi para uzattı bu çocuğu uzunca bir idare ederdi. Çocuk sağ ol amca dedi ben bunu menfaat için değil insanlık için yaptım, o parayla belki bir ay evine ekmek alırsın dedi. Amca gülümsedi anlaşılan sen görüldüğü gibi biri değilsin kimsin de banka yanına oturdu. Çocuk bir hafta oldu sokaklara düşeli dedi anam babam pandemi de öldü evin kirasını ödeyemeyince beni de sokağa attılar o gün bu gündür sokaklarda işsiz güçsüz gezerim Cebindeki para da bitti buğün şu fırına gittim son param düşmüş ekmek vermediler bana dedi. Yaşlı adam şu fırınmı de evet dedi çocuk ayağa kalktı gel evladım dedi. Çocuk yok ekmek istemem amca sağ ol dedi. Sen gel hele dedi. Adam önde çocuk arkada yürüdüler Fırına yaşlı adam fırına girince tezgahtar işçiler hemen ayağa kalkıp; Hoşbeştin usta dediler. Tezgahtar a dönüp bu fırında hem bekçi hem de sana yardımcı olacak bu çocuk dedi. Yukarıdaki boş odanın anahtarı ver bu çocuğa tezgahta duran bir diğer işçiye dönerek, Gel kızım al şu parayı bu çocukla şu mağazadan üstüne uyacak giysiler alın dedi. Çocuk bir anda ne olduğunu anlamadan hem yatacak yeri hem de karnını doyuracak bir işi olmuştu. Yaşlı adama dönerek Allah razı olsun dedi senden de evlat dedi. Ağaç yaşken eğilir ile ilgili hikayeKonusu Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız...
Katılım 9 Eki 2017 Mesajlar 1,288 1 Ağaç Yaş İken Eğilir atasözü ile ilgili kompozisyon örneği Atasözleri geçmişten günümüze süregelmiştir, onlar insanlara doğru yol gösterirler. Küçüklerle, büyüklerle, aileyle, dostlukla ilgili atasözleri vardır, onları hayatımızda kullanabiliriz. Mesela, “Ağaç yaşken eğilir” diye bir atasözü var. Bu atasözü bence büyüklerin ve küçüklerin terbiyesiyle ilgili. Bir çocuk küçükken gelecekte onun nasıl bir insan olacağını bilmeyiz. Elbette, annelerle babalar kendi çocuğuna terbiye verirler. Onlar hiçbir zaman çocuğuna kötülük dilemezler, tam tersi iyi bir insan olmasına çalışırlar, çabalarlar. Bence çocuk küçükken öğretileri, bilgileri kolayca alabilirler. Terbiyeli, eğitimli insan hiçbir zaman, hiçbir yerde kendisini kaybetmez. Eğer çocuk kimseye itaat etmezse, kendisini yüksekte görürse, geleceğini düşünmezse kim bilir ne zaman yolunu kaybeder. İlk önce çocuklara anneleriyle babalarının bakmaları, ilgilenmeleri önemlidir, bu doğru, şu yanlış diye söylemeleri lazım. Sonra okuldaki öğretmenlerinin de eğitim vermesi önemli, çünkü çocuğun gününün yarısı okulda geçer, öğretmenleri davranışlarını bilirler. Çocuk büyüdükten sonra iyi terbiyesiyle hayatına ilginç bir şekilde devam edebilir, insanlarla ilişki kurmasını öğrenir. Kaba olsa, o zaman insanlar da ona öyle davranırlar. Çocuklara küçükken bir şeyi öğretmek kolaydır ama büyüklere zordur. Çünkü büyükler sadece kendisini dinlerler, başka insanlar bir şey söylese hoşlanmazlar ama çocuklar şirinler ve uysallar, her şeyi hemen anlarlar, kolayca öğrenirler ve alışırlar. Hepimiz bir zamanlar küçüktük, annelerimizle babalarımız bizi büyüttüler, okuttular, eğitim verdiler. Biz de bu aldığımız eğitimi gelecekte kendi çocuklarımıza verelim. Her şeyin doğrusunu öğretebilmemiz için önce kendimizin doğru olmamız gerekir. Alışkanlıkları ve aldığı eğitim sayesinde karakterleri şekillenir. Sağlam karakterli çocuklar yetiştirebilmek için çocuklara doğru eğitim vermek gerek. Doğrular daima doğrudur, yanlışlar da yanlıştır. Bunu iyice öğretmek gerek, ders verir gibi değil, yaşarken öğretelim ve kendimiz de iyi örnek olalım onlara. Onlar büyüklere bakarak aynılarını yaparlar, bunun için önce büyüklerin kendi hareketlerine dikkat etmeleri gerek. Yazan Asılgül Abdırahmanova Türkçe Öğreniminde 4. ay Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Okutman Zehra Öztürk
Atasözü Nedir? Özellikleri Nelerdir? Aradığınız bir atasözünün anlamı ve açıklaması ise lütfen sözlük sayfamıza bakınız. GÜNCEL ATASÖZLERİ SÖZLÜĞÜ İÇİN TIKLAYINIZ Hızlı Erişim İçerikleri Atasözü Tanımı Atasözlerinin Konusu Atasözleri ile Deyimler Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar Cümle Biçimindeki Atasözleri ve Deyimler Atasözlerinin özellikleri Atasözü Tanımı Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir. Atasözleri, biçim yönünden diğer yazı türlerine göre farklı özellikler gösterir. Öykü, roman, şiir, deneme gibi yazı türleri pek çok cümlenin bir araya gelmesi ve anlam yönünden bütünleşmesiyle oluşur. Buna karşın atasözleri genellikle bir, en fazla iki cümleden oluşur. Bütün duygu ve düşünceler bu tek cümleye sığdırılır. Bu cümleler kişiden kişiye değişmez. Halkın ortak malıdır ve halk tarafından aynı biçimde söylenir. Atasözleri belli bir toplumun ve/veya bütün insanlığın yaşam felsefesidir. İnsanlarda bulunan sevgi, kıskançlık, bencillik, dostluk, düşmanlık gibi duygular evrenseldir. Bu nedenle bu duyguları yansıtan atasözleri de evrensel olarak kabul edilmektedir. Dünyada pek çok ulusun kullandığı atasözleri karşılaştırıldığında, bu atasözlerinin pek çoğunun aynı ya da benzer olduğu görülmüştür. Atasözleri evrensel değerler yanında bir ulusa özgü kültürel değerleri de yansıtır. Örneğin "Gözden ırak olan, gönülden ırak olur", "Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur", "Vakit nakittir" gibi atasözleri evrenseldir. Bunlara benzer atasözlerini bütün dilerde bulmak mümkündür. "Osmanlı, tavşanı araba ile avlar", "Türk'ün aklı aldadır" gibi atasözleri ise ulusaldır. Bunlara benzeyen atasözleri bir ulusun kültürünü yansıtır. Atasözlerinin Konusu Atasözlerinin konulara çoğu zaman kullanıldıkları bölgeye ve ülkeye göre değişiklikler gösterir. Türk toplumunda tarih boyunca askerlik ve çiftçilik önemli olduğu için at, it, kurt, koyun, silah ve yiğitlik konusunda Türkçe'de pek çok atasözü vardır. Buna karşın Alman atasözlerinde daha çok ayı, kartal gibi Almanya'nın sembolü haline gelmiş konulara yer verilir. Bu nedenlerle, atasözlerinde evrensel ve toplumsal düzen ile bu düzendeki iyi, kötü bütün özellikler görülür. Atasözleri ile Deyimler Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar Atasözleri ve deyimlerin birbirleriyle ortak ve birbirinden ayrılan bazı özellikleri vardır. Birbirleriyle ortak olan en önemli özellikleri, her ikisinin de toplum tarafından ortak olarak benimsenen ve kullanılan kalıplaşmış sözler olmalarıdır. Genellikle bu ortak özelliklerinden dolayı atasözleri ve deyimler birbirine karıştırılır. Oysa her ikisini birbirinden ayıran bazı önemli özellikler vardır Deyimler bir anlatım biçimidir. Bir kavramı en güzel, en etkili biçimde anlatmayı amaçlar. Bu nedenle de deyimlerde, atasözlerinde olduğu gibi bir öğüt verme ya da bilgece sözler söyleme çabası yoktur. Attan inip eşeğe binmek, etekleri zil çalmak, ok yaydan çıkmak, bin dereden su getirmek gibi deyimlerde herhangi bir öğüt veya yargı yoktur. Ancak, "Ağaç yaşken eğilir", "Ne ekersen onu biçersin" gibi atasözlerinde hem öğüt hem de yargı vardır. Deyimlerde ise genelde öğüt ve yargı bulunmaz. Atasözleri ile deyimleri birbirinden ayıran en önemli özellik budur. Cümle Biçimindeki Atasözleri ve Deyimler Bazı deyimler cümle biçimindedir. Cümle biçiminde olan bu deyimlerde yargı vardır. Bu nedenle atasözleri ile karıştırılabilir. Dağ fare doğurdu. / Delik büyük, yama küçük./ Yorgan gitti, kavga bitti. / Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. gibi deyimlerde de yargı vardır, ama öğüt yoktur. Atasözleri ve deyimler arasındaki bir fark da değimlerin "öğüt" vermemesidir. Atasözlerinin özellikleri 1-Halkın düşüncesini anlatır. 2-Ulusaldırlar. 3-Kişinin ruhuna hitap ederler. 4-Kesin tavırlıdırlar. 5-İnandırıcıdırlar. 6-Geniş halk kitlelerinin yüzyıllardan beri geçirdiği denemelerden ve bu denemelerden oluşan düşüncelerden doğmuşlardır. 7-Yalın sözlerdir,anlatımları açıktır. 8-Doğa olaylarının oluşunu bildirirler. 9-Ahlak aşılarlar,ahlaklı olmayı öğretirler. 10-Bir veya iki cümleden meydana gelirler. 11-Bir çoğunda mecaz vardır. 12-Atasözlerinde söz sanatları vardır. 13-Kelimelerin yerleri değiştirilemez. Değiştirildiği zaman değişik anlamlar ortaya çıkabilir. 14-Denenmiş sözler olduğu için doğruluğu herkes tarafından kabul edilir. Ebru Akçay Atasözü Nedir Özellikleri Nelerdir deyimler örnekler Gülşah Proje ödevim de çok yardımcı oldu çok güzel bir site çok beğendim 2022-04-22Zeliha özder Bu beni bilmeyen ama kimliğimi öğrenince benden biraz belki bazı arkadaşlarımız beğene bilirler. Ben çocuklarımın çok başarılı almasını istiyorum. Beni kırmadan ders çalışmalarını istiyorum. Beni anlayanlara teşekkür ederim 2021-11-03Zeliha özder Bu beni bilmeyen ama öğrenince beni beğenen çocuklarıma alkışlıyorum. 2021-11-03GAMOO Çok güzeldi bence bu siteden hep bakın proje ödevime yardımı dokundi 2021-05-04marinette aksoy bence 5 tane yeterdi yani ama ödevime gayet yardımcı oldu beğendim bide arkadaşlar ya sahte isim yazın yada gerçek isminizi böyle isimler olmuyor ama küçük kardeşlerimize çok kötü örnek oluyosunuz sanane diye isim olmaz ödev konusuna gelince çok beğendim ama dediğim gibi uzun olmuş kısa yapabilirdiniz ellerinize sağlık harika olmuş ödev. 2021-01-02zeynep Ödevime yardımı dokundu. 2020-12-01❤️ Ödeve hiç yardımı dokunmadı... 2020-10-05sananee çok beğendim benim bu konularda eksiğim vardı sizin sayenizde eksiklerimi tamamladım çok teşekkürler. 2020-07-28Ben Çok güzel. İşime yaradı ve içerik anlatımı güzeldi yani 2019-12-07crynur çok iyi anlatılmış. 2018-04-01zelal Çok teşekkür ederim bu bilgiler sayesinde 100 aldm... 2017-12-27
Ağaç yaşken eğilir ile ilgili kısa bir hikâye yazınız. Hikayenize uygun bir başlık Hanım bir gün komşularına gitti. Arada onlarla gün yapıyorlardı. Bu sırada çocuklardan, havadan sudan konuşuyorlar birilerine sıkıntılarını anlatıyorlardı. Türkan’ın bir oğlu vardı. Yemek ayırt ederdi. Annesi o karda uğraşıp güzle yemekler yaptığı halde bir tülü yemek beğenmiyordu. Türkan Hanım da bu sorunu gün yaptıkları sırada herkese anlatı. Orada bulunan Seher Hanım da bu konuda kendi çocuklarının çok iyi olduğunu ne koysam, ne pişirsem hepsini gönül rahatlığıyla yerler dedi. Türkan Hanım bu işin sırrını sordu. Seher Hanım da ben çocukları küçükken bu konuda eğitmeye çalıştım. Bunu yemezseniz şöyle kötü olur, şunlar çok faydalıdır gibi telkinlerde bulunmuştu. Bunu güzel ve uygun bir dille onlara anlatmıştım. Bunun üzerine çocuklar beslenmeye oldukça dikkat ediyor. O gün için ne yemek yaparsam hiçbirini ayırt etmiyorlar. Bu da beni çok mutlu diyor dedi. Türkan Hanım çocuklarıyla bu konuda daha önce hiç konuşmadığını, aslında hata ettiğini fark etti. Çünkü ağaç yaşken eğilir sözünü hatırladı. Demek ki boşuna dememişler diye gidince ilk olarak çocuklarla bir araya gelip bu konuyu konuşacağını söyledi. Orada bulunan diğer konuklar da kendisine destek verdi. Hep beraber güzelce sohbet ettiler. Bugün Türkan Hanım için oldukça verimli geçmişti. Artık daha bilinçli olacaktı. Zira az önce çocuklara yemek sevdirmenin önemini anlamış oldu. Bu yüzden onları yetiştirirken yaptığı hataları gözden geçirecekti. Henüz hiçbir şey için geç değildi. Onları telafi edeceğine dair kendine birkaç hafta sonra çocuklar eski alışkanlıklarından yavaş yavaş kurtulmaya baladı. Türkan Hanım onlarla konuşmuş ve yemeklerin öneminden bahsetmişti. Bu konuşmalar sırasında ikna edici bir ses tonuyla çocukların kalbine dokunmuştu. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
ağaç yaşken eğilir atasözü ile ilgili kısa bir hikaye